Özgür Özel: “Yerlikaya, Soylu Gibi Makamın Ağırlığını Taşıyamayacak İşler Yapmıyordu. Bu Yaptıkları O İmajına Çok Ters”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en müstesna, en mahrem kurumunun yıllarca başında olmuş kişi gidiyor, uzman doktor Halil Nacar’a destek istiyor. Devlete yazık, kuruma yazık. Siyaseti bu hale getirmemek lazım. Adaya, hatta Ömer Çelik’e de yazık. Sen partinin sözcüsü olacaksın, ilin yıllarca milletvekilliğini yapmış olacaksın, ilinde bir tane belediye başkan adayın var. Ona sen yetemeyeceksin de Hakan Fidan’ı getireceksin. Süleyman Soylu son derece partizan, sürekli polemiklere giren bir kişiydi ve bu çok ayıplanacak bir durumdu. Onun yerine Ali Yerlikaya gelmiş, farklı bir profil çizmişti. Elbette AK Parti’liydi. Elbette birçok yaptığını eleştirdim ama Soylu gibi o makamın ağırlığını taşıyamayacak işler yapmıyordu. Bu yaptıkları, o imajına çok ters.” dedi.
“ASLINDA 31 MART’I YÖNETMEKTEN ÇOK 1 NİSAN’DAN SONRA BİRKAÇ YIL SÜRECEK BİR DÖNEME TALİPTİK”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV’de gazeteci İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Dün 101’inci mitingi yaptık. Planlananlar bittiğinde 105 ya da 106 miting yapmış olacağız. Biz aslında 31 Mart seçimlerini yönetmekten çok 1 Nisan’dan sonra birkaç yıl sürecek olan ve yapısal değişiklikleri yapabileceğimiz bir döneme taliptik. Ama tabii ki yerel seçimlerden önce bir kurultayımız vardı. Onunla ilgili tespitleri o zaman konuşmuştuk ve bu kurultayda başarılı olup yönetime gelince hemen bir yerel seçim takviminin içinde bulduk kendimizi. Doğru işler yaptık, çok emek verdik. Özellikle ölçme değerlendirmeye çok emek verdik. 330 bin tekil anket yaptık. Yani 330 bin vatandaşa soru sorduk, cevap aldık, adaylar belirlenirken. Adaylar belirlendikten sonra da 200 bine yakın anketle adayların performansını, illerdeki gidişatı, trendi ölçtük ve esnek programlarla seçim takvimimizi, propaganda takvimimizi ona göre belirledik. Milletvekillerimizi bütün illere yollamıştık. Örneğin İzmir’de 46 milletvekilimizin raporundan anketlerden ve diğer yapılan çalışmaların tümünden yararlandık. Türkiye’de İstanbul hariç bütün illere, İstanbul’a ve Ankara’ya özel başka bir uygulama yaptık, milletvekillerimiz, en az ikişer kez gittiler. Özel heyetlerle çalıştık. 850 ilçemize anketlerden sonra ‘sandık kurabilirsiniz’ diye yetki verdik. 300’e yakın ilçe bununla ilgili talep bildirdi. 199 ilçemizde ön seçimle adaylarımızı belirledik. Bu da kıymetliydi. Tabii ki eleştirenler, kızgınlar, küskünler oldu ama aday belirleme süreci bittikten sonra bütün çalışmalar gösterdi ki doğru işler yapmışız. Elbette hatasız iş olmaz. Hatalar varsa hepsini üstüme alıyorum ve son haftaya gelene kadar gayet iyi bir trend yakalamıştık.”
“BURSA, BALIKESİR, MANİSA VE DENİZLİ’NİN DÖRDÜNÜ DE ALIRSAK ŞAŞIRMAM”
“Umduğumuzdan daha iyi bir son haftaya girmiş durumdayız.” diyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“11 büyükşehrin tamamını korumamız, üstüne de üç, dört, beş büyükşehir eklememiz mümkün. Bir kere Bursa, Balıkesir, Manisa ve Denizli’nin dördünü de alsak şaşırmam. Üçünü alacağımıza inanıyorum. Hepsi birbirine çok yakın. En az ikisini alacağız. Üçünü alacağımıza inanıyorum. Dördü olursa tabii tadından yenmez. Malatya’da inanılmaz bir tempo var, herkes Veli Ağbaba’nın kazanacağına inanmış durumda. Adıyaman’da, Adıyaman’ın zorla adaylaştırdığı bir adayımız var, Abdurrahman Tutdere. Teyzeler ağlarken Abdurrahman’a sarılıp Kürtçe ağıt yakıyorlar. ‘Ne dedi’ deyince ‘Sen ol, başka kimse yok diyorlar’ dedi. ve biz onun üzerine Adıyaman’da ankete bakmadan yaptık. Malatya ve Adıyaman’daki ortak cümle şu; ‘Depremde bir tek yanımızda o vardı’ diyorlar.”
“BEKLENTİLERİMİN ÖTESİNE GEÇMİŞ DURUMDAYIZ”
Devletin bütün imkanlarının bir parti için kullanıldığına işaret eden Özgür Özel, şunları kaydetti:
“Bence 31 Mart’ta vatandaş; TRT’yi partinin televizyonu haline getiren, Anadolu Ajansı’nı partinin haber ajansı haline getiren, 17 tane bakanla İstanbul’da propaganda yürüten ve devletin bütün imkanlarını bir parti için kullananlara karşı bu orantısız ve haksız güce yerelden bir denge kuracak. Diyecek ki ‘Evet, sen bu kadar yetkiyi kullanıyorsuna ama bu kadarı haksızlık.’ Bu kadar gücün ve yetkinin bir yerde toplanmasının riskini de görüyor vatandaş. Ben, büyükşehir sayımızı arttıracağımızı ümit ediyorum. Üç ay önce öyle kötümserler vardı ki şöyle bir hesap yapılıyordu, ‘İYİ Parti yok, 10 puanı oradan çık. Geçen seçim HDP, AK Parti’ye kaybettirmek için kayıtsız şartsız her şeyi yapmıştı, onu da çık. CHP’nin elinde iki il ya kalır ya kalmaz.’ En iyimser üç deniyordu. Böyle bir noktaya gelebileceğimizle ilgili ben de iyimserdim ama beklentilerimin ötesine geçmiş durumdayız. Giresun’u, Sinop’u kazanacağız, bunun yanında mesela Trabzon Merkez ilçeyi kazanacağız Ahmet Kaya ile Afyon ve Uşak’ı yan yana kazanacağız. Kütahya’nın da çok büyük bir sürpriz potansiyeli var.”
“EKREM BAŞKAN İÇİN 2019’DA İKİNCİ SEÇİMDEKİ KADAR BİR FARKI OLASI GÖRÜYORUM”
Özel, “İmamoğlu kazanır mı” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bugünlerde konuşmanın şu güçlüğü var; sanki seçmene ‘Sana gerek kalmadı. Sen ne yaparsan yap…’ Böyle bir hissiyat yaratmak istemem. Ekrem Başkan için her anket bir öncekinden iyi geldi ve büyük bir teveccüh var. İddialı bir şey söylemeyeyim ama şunu söyleyeyim, hani o haksızlığa uğradı, mazbatası iptal edildi ve ikinci seçim oldu ya. Ben ikinci seçimdeki farkı arttıracağını düşünüyorum. İkinci seçimdeki kadar bir farkı olası görüyorum. Tabii bunda beş yıllık emek var. Örgütün emekleri var. İstanbul’u koruma refleksi vardı. İstanbul’u Ekrem Bey’e emanet ettiler. O da ‘İstanbul’un muhafızıyım’ dedi. Gerçekten İstanbul’da halkın haklarını korudu. AK Partili belediyelerin kriz yönetme potansiyelleri yok. Hep tepeden talimat bekliyorlar. Alışmışlar. Merkezi yönetim var. Tayyip Bey bir şey söyleyecek. Bizimkilerin zaten yıllardır merkezi yönetimle çalışmışlıkları yok. Pandemide kolları derhal sıvadılar. Her türlü sıkıntılı süreci iyi yönettiler ve bunun karşılığını aldıklarını görüyoruz. Bir de vatandaş şunu görüyor; CHP yalnızlaştırılıyor ya. Bütün hesap şu: ‘Bu seçimlerde muhalet kaybetsin, darmadağın olsun. İstediğimiz her şeyi yapalım.’ “
“KRİZİN ÇIKTIĞI YERE ACİL MÜDAHALE MANGAMIZ HAZIR”
CHP Lideri Özel, “Herhangi bir olasılık durumunda, seçimin tekrar edilmesi gerekirse YSK bunun tarihini 2 Haziran olarak açıkladı. Böyle bir ihtimal söz konusu olabilir mi?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bugün YSK’nın yaptığı aslında daha önce de yapılan rutin bir iş. Yani tekrar seçimin tarihini önceden ilan etmek durumundalar. Bunun farklı uygulaması şöyle olabiliyor: İtirazlar, seçimin yapılacağı 45 günlük süreyi aşacak kadar geciktirirse o zaman yeni bir tarih özel olarak belirlenebiliyor. Biz tüm Türkiye’de çok farklı bir hazırlık yaptık. Tut ki İstanbul’da seçim oldu, Ankara’da oldu, İzmir’de oldu, büyük şehirlerde oldu. Malatya’da kafa kafayayız, sayım uzadı. Malatya’da seçim sayımı sürerken Malatya’ya gidecek 10 arkadaşımız belli şu anda. Her yer için belli şu anda. İstanbul için eğer benzer bir durum olursa başka illere gitmeye gerekenler dışında herkes İstanbul’a gelecek. Sayın Gül Çiftci, seçim-hukuk işlerinden sorumlu, o da inanılmaz bir performansla bu seçimi yönetti. Seçim sonrası bazı detayları veririm. Örneğin partimizden aday adaylığı başvurusu yapıp da partimizi bırakıp başka partiye gidenlerle ilgili seçim kanununun ilgili maddesini çok doğru ve yerinde işlettiler. Bir yanda Pınar Hanım var, dijital alanıyla ilgili. Genel Sekreterimiz Selin Sayek Böke var. Üç kadın siyasetçi, inanılmaz titiz bir çalışma yapıyorlar. Krizin çıktığı yere acil müdahale mangamız hazır. Pat diye oradayız.”
“BİZ HAZIRIZ AMA İLAVE KATKI SAĞLAMAK İSTEYEN HERKESİN DESTEĞİNE AÇIĞIZ”
Oy kullanmanın en temel vatandaşlık hakkı ve ödevi olduğunu vurgulayan Özgür Özel, şöyle devam etti:
“Vatandaşın, oy namusudur ve sandığa atana kadar ona emanettir, sandığa attıktan sonra bize emanet. Biz CHP olarak sandık güvenliği açısından üzerimize düşen her şeyi yaptık. Hem dijital alanda hem görevlendirmeler açısından. Hatta o kadar ileri bir noktadayız ki bugün akşam dördüncü kez tatbikatımızı yapacağız. Okul sorumluları, sandık sorumluları, kat sorumluları, okul öncesi bilgilerle her şey tamam. Yine de buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum: Bizim bütün görevlilerimiz tamam. Ancak vatandaşlarımızdan ‘Benim içim rahat değil. Sandığa sahip çıkmak istiyorum’ diyen herkesi ilçe başkanlıklarımıza gitmeye, müşahit kartlarını almaya ve görevlendirilecekleri sandıkta müşahit olarak görev yapmaya da davet ediyorum. Ayrıca hukukçulara, avukatlara çağrımız; CHP’li avukatlar ordusu zaten hazır. Bütün görevleri aldılar, çalışıyorlar. Ancak bir avukat fazlanın, 10 avukat fazlanın hiç kimseye zararı yok. Özellikle sandık güvenliğini önemseyen genç avukatlara sesleniyoruz; İl örgütlerimize, ilçe örgütlerimize başvursunlar. Hukuk birimlerimiz kendilerini avukat olarak, okul sorumlusu olarak, kat sorumlusu olarak görevlendirecekler. ‘Ben katkı sağlamak istiyorum. CHP’nin sandıklara sahip çıkan ordusunda görev almak istiyorum’ diyen herkesin desteğine açığız.”
“DEVLET YAZIK, KURUMA YAZIK”
Özel, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Adana Yüreğir’de AK Parti Adayı Halil Nacar’a destek istemesini şöyle değerlendirdi:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en müstesna, en mahrem kurumunun yıllarca başında olmuş kişi gidiyor, uzman doktor Halil Nacar’a destek istiyor. Devlete yazık, kuruma yazık. Siyaseti bu hale getirmemek lazım. Adaya, hatta Ömer Çelik’e de yazık. Sen partinin sözcüsü olacaksın. İlin yıllarca milletvekilliğini yapmış olacaksın. İlinde bir tane belediye başkan adayın var. Ona sen yetemeyeceksin de Hakan Fidan’ı getireceksin. Süleyman Soylu; son derece partizan, sürekli polemiklere giren bir kişiydi ve bu çok ayıplanacak bir durumdu. Onun yerine Ali Yerlikaya gelmiş, farklı bir profil çizmişti. Elbette AK Partiliydi. Elbette birçok yaptığını eleştirdim. Ama Soylu gibi o makamın ağırlığını taşıyamayacak işler yapmıyordu. Bu yaptıkları, o imajına çok ters.”
“2014’TE ‘KARDEŞİM OLSA HIRSIZIN KOLUNU KOPARIRIM’ DİYEN BAŞBAKANIN KAFASINI KOPARDILAR”
2014 seçim dönemini hatırlatan Özgür Özel, şöyle konuştu:
“2014 seçimlerinde ne çıktı ortaya? Bir, bakanların evleri basıldı. Bakanların çocuklarının evlerinde, bir bakanın bürosunda ayakkabı kutuları içinde milyon dolarlar çıktı. Bir bakanın elbise çantasında ve çikolata kutusu içinde milyon dolarlar çıktı. O dört bakan Yüce Divan’a yollanmak üzere Meclis’e yollandı. Hatırlayalım. O dönemde AK Parti’nin Genel Başkanı Davutoğlu’ydu. ‘Hırsızlık yapan kardeşim olsa kolunu koparırım’ dedi. Oylamayı Recep Tayyip Erdoğan’ın telefonuyla durdurdular. Salıya aldılar ve bakanların Yüce Divan’a sevk kararı varken AK Parti, ‘gitmesinler’ diye oy kullandı. Bir ay sonra, ‘Kardeşim olsa hırsızın kolunu koparırım’ diyen başbakanın kafasını kopardılar. Bir kişiyi bile ifadeye çağırmadan bu olayın o üstünü örttüler. Kapattılar o olayı. Ayrıca o olayda ses kayıtları vardı. Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal, ‘Babacığım orası, burası basılıyormuş. Evimizde bu kadar para var, ne yapayım’ diyordu. O da ‘Sıfırla’ diyordu. Doğru muydu, eğri miydi bilmiyoruz. Çünkü ifadeye çağrılmadılar.”
“MURAT KURUM’UN İSTANBUL’UN FELAKETİ OLMASINA İZİN VERMEMEK GEREKİR”
Özel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Kentsel dönüşümün mimarı Murat Kurum İstanbul için büyük bir fırsattır.” sözlerine şu değerlendirmeyi yaptı:
“Murat Kurum imar aflarının mimarıdır. Depremlerde kaybettiğimiz insanların imar aflarından dolayı yitirildiği noktasındaki bütün eleştiriler Murat Kurum’a yöneltilmesi gereken eleştirilerdir. Murat Kurum İliç’teki facianın mimarıdır. Murat Kurum’un İliç için ÇED raporuna yerine imza atsın diye yetki verdiği kişi bakan adına imza atmıştır. Murat Kurum, İliç’in felaketidir. Murat Kurum depremin felaketidir. İstanbul’un felaketi olmasına izin vermemek gerekir.”
“CEMİL TUGAY’IN BAŞKANLIĞINDA KARŞIYAKA’YA STAT YAPILACAK”
Küçükkaya’nın “Karşıyaka Sporlular, Karşıyaka’ya stadyum istediklerini dile getiriyorlar” sözleri üzerine Özel, “Yerden göğe kadar haklılar. Karşıyaka Stadyumu büyük bir haksızlıktır. Yıktılar, söz verdiler, yapmadılar. Karşıyaka Belediye Başkanımız Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza gitti konuştu, ikna etti. ‘İzinleri verin, İzmir Büyükşehir bu stadı yapsın’ dediler. Hakkını yemeyelim, Tunç Soyer de ‘Biz bu stadı yaparız’ dedi. Cemil Tugay resmen bu işe ömrünü vakfetti. Ama bir imza atmadılar ki Karşıyaka stadını CHP’li bir belediye yaptı olmasın diye. Şu anda hala metruk bir şekilde inşaat alanı duruyor. Bu stad, Yıldız İşçimenlerin belediye başkanlığında, Cemil Tugay’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığında sözümüz sözdür.” ifadelerini kullandı.
“SEZGİN TANRIKULU YAPSA A HABER, ‘TERÖR PROPAGANDASI’ DİYE SALDIRIR”
Özgür Özel, Bakan Şimşek’in AK Parti’nin Batman mitinginde Kürtçe konuşmasına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Örneğin Sezgin Tanrıkulu bunu yapsa bütün ak troller, A Haber ‘Sezgin Tanrıkulu’ndan terör örgütü propagandası’ diye saldırırlar. Oysaki son derece sempatik. Mehmet Şimşek’i ben izlerken dün gülümsedim. Mehmet Şimşek’in kendi ana diliyle hemşerilerine seslenmesi kötü bir şey değil ama şu çifte standart insanı çıldırtıyor: Bunu bir CHP’li yaptığında ‘Provokasyon yaptı.’ Bunu bir DEM’li Meclis’te yaptığında, ‘bilinmeyen bir dil.’ Meclis’in kürsüsünde bir cümle ‘Kandiliniz mübarek olsun’ diyene saldıran arkadaşlar var. Bu işlere toleransla ve iyi niyetle yaklaşmak lazım. Bence sempatik bir iş. Türkiye’nin dört bir yanındaki Makedon, Balkan, Rumeli göçmenleriyle inanılmaz derecede iyi ilişkiler içindeyiz. Bir sürü yerde başa baş yarışıyoruz. Benim buradan zaten İstanbullulara çağrım şu, şöyle bir hissiyata kimse kapılmasın; ‘Ekrem Başkan kesin kazandı.’ Belediye Meclisi çoğunluğu çok önemli.”
“ŞÜKRÜ GENÇ ‘YARIŞTAN ÇEKİLİYORUM’ DESİN. ONA YAKIŞAN BUDUR”
Özgür Özel, Küçükkaya’nın “Bağımsız Sarıyer Belediye Başkan Adayı Şükrü Genç’e çağrınız nedir” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Çağrım, Şükrü Başkan çıksın toplasın kalabalığı. Biz mesaj atalım, bütün CHP’liler de gelsin. Desin ki ‘Ben bu görevi yıllarca yaptım. Bir teveccüh bir dönem daha yapacaktım. Anketleri gördüm, kazanmıyorum ama CHP’ye kaybettirmek benim işim değil.’ Adayımızın elini kaldırsın. Atlar gelirim, ne zaman derse. ‘Ben Şükrü Genç olarak yarıştan çekiliyorum. Atatürk’ün partisine Sarıyer’de seçim kaybettirmem’ desin. Ona yakışan budur. Pazartesi günü büyük bir törenle partiye geri dönsün. Her görevi de kendisine verelim. Şükrü Genç’in paraya, pula, makama zaten ihtiyacı yok. En onurlu ve en güzel görevleri hep birlikte yaparız. Yılmaz Büyükerşen’in takımına davet ediyoruz.”
“KILIÇDAROĞLU TARAFTARLARI, İMAMOĞLU’NA OY VERMEYECEK GİBİ GÖSTERİYORLAR”
CHP lideri Özel, CHP’nin 7’nci Genel Başkanı KemaL Kılıçdaroğlu’nun son açıklamalarına ilişkin şunları söyledi:
“Genel Başkanımıza bu tweet’i attıracak kadar ona haksızca saldıranlara ve onu bu açıklamayı yapmaya zorlayan bu düzene lanet olsun. Kemal Bey tweet’inde de söylüyor. Her seferinde de açıkladı, benimle ilgili tartışmalarda da açıkladı. Partinin geleneğinde, önceki dönem genel başkanların aktif olarak kampanya yapması yok. Ben kendisiyle ne zaman görüşsem hem yapıcı tavsiyelerde bulunan hem iyi dileklerini ifade eden… Hiçbir şüphem yok, başarılı olmamız noktasında bir sıkıntı yok. Bir söylenti yayıyorlar ve birileri isimsiz pankartlarla, gizli gizli gece yarısı olmadık yazılar yazdılar ve o pankartları Kılıçdaroğlu’na yakın ekibin yaptığını iddia ediyorlar. Oysaki bu işi yapan AK Parti’nin sosyal medya trolleri değil; gece trolleri, viyadük trolleri, köprü trolleri bunlar. ve nasıl sosyal medyada para verip kötülük yaptırıyorlarsa, bunlara da para verip sahte pankart astırıyorlar. Bunun dışında bir şey değil. Kılıçdaroğlu taraftarları Ekrem İmamoğlu’na oy vermeyecek gibi gösteriyorlar. En iyi cevabı da Sayın Genel Başkan vermiştir. Aramızda en ufak bir sorun yok. Genel Başkanın beni sahiplenmesinde, benim ona hürmetimde en ufak bir şey yok.”
“MARMARİS’TE OYLARIN CHP ADAYINDA BİRLEŞMESİ KORKULU RÜYAYI ORTADAN KALDIRACAK”
Özgür Özel, Zülfü Livaneli’nin sandık çağrısını şöyle değerlendirdi:
“1989’da İstanbul Belediyesi bizdeydi. 1994’te, üç tane sosyal demokrat adayın yarıştığı bir yerde birbirlerine yakın oy aldıkları ve böldükleri yerde aradan İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da da benzer tabloda Melih Gökçek çıkıp iktidara geldiler. ve o günden sonra da uzun süre İstanbul’u ve Ankara’yı 2019 seçimlerine kadar geri alamadık. Hatırlatması şu, ‘Kimse oyunu bölmesin. Oyları bir yerde toplayalım. Aynı korkulu rüyayı bir daha görmeyelim’ diyor. Bu çok önemli. Hem Sarıyer özelinde çok önemli. Marmaris’te de çok önemli. Marmaris’te de başa baş AK Parti’yle yarışıyoruz. Marmaris’te de özel olarak oyların CHP adayında birleşmesi korkulu rüyayı ortadan kaldıracak. Livaneli’nin hatırlatması hem bütün büyükşehirler için hem de kritik bütün ilçeler için çok önemli.”
“TURAN ÇÖMEZ’İN ALDIĞI OYLA KAZANMA POTANSİYELİ HİÇ YOK”
Balıkesir ile ilgili de değerlendirme yapan Özel, şunları söyledi:
“Aslında Balıkesir’de adaletin, vicdanın kantarının ne dediği ortada. Turan Bey’in aldığı oyla kazanma potansiyeli hiç yok. Pazartesi günü sabah, eğer ki Turan Çömez kazanmaya yakın bir oy alırsa ben mahcup olayım ama Turan Çömez’in alacağı oy kaybettirmeye yönelik bir oy ee Balıkesir’de bir vicdan terazisi var. Balıkesir’e iki kez gittim, muhteşem bir hava gördüm. Balıkesir’i kazanacağız. Bakın Balıkesir’de ne siyasete ne adaya ne söyleme ne slogana ne vaade, ben Balıkesirlilerin vicdanlarına güveniyorum. Balıkesir’de vicdan terazisi Ahmet Akın’dan yana ağır. Manisa’da İYİ Partililer, başka partiye oy verirlerse AK Parti kazanıyor; CHP’ye oy verirlerse onlar da kazanıyor çünkü o belediyeler ortak belediyemiz olacak, hep birlikte yönetilecek. Manisa’da Ferdi Zeyrek, 17 ilçede muhteşem bir kabul gördü. Göreceksiniz, seçim akşamı bir aksilik olmazsa Manisalıların teveccühüyle Manisa’da Ferdi Zeyrek’e çok önemli bir başarı elde edecek.
“MISRA ÖZ’ÜN EVLADI ÖLMÜŞ. ONUN ADALET ARAYIŞININ İKTİDARI, MUHALEFETİ OLMAZ”
Çorlu’daki tren kazasına değinen Özel, şöyle konuştu:
“Mısra Öz’ün tüm duruşmalarında CHP olarak yanlarındaydık. Ben de şubat ayında karar duruşmasına gittim. Duruşmayı 25 Nisan’a ertelediler. 25 Nisan günü de çok daha kalabalık bir şekilde hepimiz hem Mısra Hanım’ın hem tüm ailelerin yanında olacağız. Hayatını kaybeden 25 evladımızın yanında olacağız. Ben şu yaklaşımı şuradan biliyorum. Duruşmasına bir tane MHP’li, bir tane AK Partili gitmediyse ‘Beni yalnız bırakanları, beni her gün öldürenleri ödüllendirecek halim yok’ demesi son derece anlaşılır. Soma katliamı olduğunda hep beraber ‘Unutursak yüreğimiz kurusun’ dedik. İlk duruşmasında CHP vardı, HDP vardı, MHP vardı. Bir tek AK Parti gelmemişti. Ben hep orada şunu düşünmüşümdür. Niye gelmediniz? Bu duruşmada da AK Parti’nin olmamasının bir anlamı yok. MHP, bütün duruşmaları takip ediyordu. Ne zaman ki Cumhur İttifakı’na katıldı, MHP’de duruşmalara gelmeyi bıraktı. Bu çok vicdansızca, çok yanlış bir iş. Soma’daki aileler haklıysa muhalefette olsan da haklıdır, iktidarda olsan da haklıdır. Mısra Öz’ün küçücük evladı ölmüş gitmiş. Onun adalet arayışının iktidarı, muhalefeti olmaz. Ama bu aileleri yalnız bırakanlar, bugün gelip oy isterse, bu tepkileri de fevkalade haklı göreceğiz.”
“TÜRKİYE SİYASETİNE 31 MART GÜNÜ DENGE GELECEK”
Yerel seçimlere çok kısa zaman kaldığına işaret eden Özel, şunları kaydetti:
“Tek beklentim şudur: Çok tarihi bir gündeyiz. Rant yerine halkçı belediyecilik yapan, israfı bitiren, hizmeti getiren, dayanışma belediyeciliği yapan arkadaşlarımızın karne günü. Bu arkadaşlarımız muhteşem işler yaptılar. AK Parti’den aldığımız beş belediyede vallahi de billahi de seçmeni pişman etmediler ve önemli bir yaklaşımla Türkiye siyasetine 31 Mart günü denge gelecek. Bu, seçmenin ellerinde. Burada da en önemli görev elbette emekliler, emekçiler, köylüler, esnaf sahip çıkacak ama gençler de. Genç seçmenin kendi geleceği için, yasakların değil, özgürlüklerin ülkesi olması için, burayı kaçıp terk edilecek bir yer olarak görmemeleri için, bu vatana sahip çıkmaları için 31 Mart’ta gelip oy kullanmalarını bekliyoruz. Bütün gençleri sandık başına bekliyoruz. AK Partili gençler de dahil bütün gençleri sandık başına bekliyoruz çünkü genç, sandıktan umudunu keserse ülkeden umudunu keser. O yüzden hangi partiye oy verecek olurlarsa olsunlar, bütün gençler gelsinler, oylarını kullansınlar. Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından gençlere emanet edildi. Biz de gençlere emanet ediyoruz.”